Yakın Tarihe Stratejik Bakış Seti 1

Stok Kodu:
54879824329
%20 indirimli
249,00TL
199,20TL
Taksitli fiyat: 9 x 24,35TL
54879824329
782783
Yakın Tarihe Stratejik Bakış Seti 1
Yakın Tarihe Stratejik Bakış Seti 1
199.20

1 - Nurullah Aydın - Osmanlı İmpratorluğu'nda İstihbarat 312 Sayfa

Binlerce yıllık Türk tarihinde kurulan birçok devlet veya imparatorluk, bağımsızlıklarını koruyabilmek için ismi ne olursa olsun sonuçta istihbaratla uğraşan basit veya gelişmiş teşkilatlara sahiptiler. Bütün milletlerde olduğu gibi Türklerde de istihbarat ve istihbaratçılarla ilgili kavramlar vardır. Ancak Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılış sürecinde kurulan Teşkilat-ı Mahsusa ise dünyanın en kapsamlı istihbarat örgütü olarak kabul edilmektedir. Osmanlı İmparatorluğu'nun gizli temel taşı Teşkilat-ı Mahsusa, modern istihbarat örgütlerinin anası sayılmaktadır. Batılıların yazdığı kitaplarda ise Teşkilat-ı Mahsusa'dan bahsedilmez. Bahseden çalışmalarda verilen bilgiler de çoğunlukla doğru değildir. Teşkilat-ı Mahsusa arşivi elde değildir; 1918 yılında İttihat ve Terakki liderleri yurt dışına gitmeden önce arşivin imha edildiği ileri sürülür. Mütareke döneminde İstanbul'da yapılan Divan-ı Harb-i Örfi mahkemelerinde teşkilata ilişkin birçok iddia dile getirilmiş ve tanıklar dinlenmiştir. Elde bulunan sınırlı ve sağlam kaynaklar kullanılarak hazırlanan bu kitapta Cumhuriyet'ten önceki tüm Türk istihbarat faaliyetleri hakkında önemli bilgilere yer verilmiştir. Yahudi İstihbarat Örgütü Nili'den ilk Türk istihbarat teşkilatı Börü Budun'a, Nizamülmülk'ten Haşhaşilere, Fatih Sultan Mehmet'ten Sultan II. Abdülhamid'e, Yeni Osmanlılardan Jön Türklere, Ohrana'dan Hamidiye Alaylarına, Teşkilat-ı Mahsusa'dan Karakol Cemiyeti'ne, Kuşçubaşı Eşref'ten Yakup Cemil'e, Mustafa Kemal Atatürk'ten Kazım Karabekir'e, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e, gerçekleştirilen tüm istihbarat operasyonlarından tüm aktif görev almış Türk ajanlarına kadar günümüzün işgal, kontrol ve yönetim mekanizmasının temeli olan istihbaratın geçmişimizde nasıl yer aldığına şahit olacaksınız…
2 - Yusuf Akçura - Osmanlı Devletinin Dağılma Devri 206 Sayfa
Devletlerarası siyasette düşen bir devlet başka bir devletin acıma duygusunu değil iştahını kabartır. İnsan insanın kurdu olduğu gibi devlette devletin kurdudur. “Osmanlı Devleti'nin Dağılma Devri” azametli ve görkemli bir imparatorluğun, çağın gereksinimlerine ayak uyduramayarak sömürgeci ülkelerin nasıl hedefleri haline geldiği ve içeride çıkan ayaklanma, isyanlarla birlikte merkezi otoritenin nasıl zayıfladığını gözler önüne sermesi açısından oldukça çarpıcı bir eserdir.
XVIII. Yüzyıl sonlarında, henüz anlatılmış dağılma olaylarından başka, Osmanlı Devleti'nin ayrışmasına hizmet eden diğer bir çeşit olaylar daha vardır; o da yerel derebeylerin veya dere-beyleşmeye uğraşan bazı kimselerin Türk ve Türk olmayan halka dayanarak, devlet merkezine karşı itaatsizlik yoluna sapıp bir tür bağımsızlık kazanmaya çalışmışlardır.
Yeniçeri Ocağı'nın asli görevini unutarak ne gibi işlerle ilgilendiğini ve bir devletin bozulmuş ordusunun nasıl iktidarının üzerine çıktığını açıkça gözler önüne serer. İktidarın ayanlar ve çıkarlarını yeniçerilerin bekası üzerine kurmuş olan paşalar karşısında nasıl gölge fenomene dönüştüğünü en ince ayrıntılarıyla anlatır. “Osmanlı Devleti'nin Dağılma Devri” denge politikasıyla birlikte stratejik yönetim geleneğinin iç ve dış tehditlere karşı verdiği var olma savaşının adıdır.
3 - Nurullah Aydın - Türkiyenin İç ve Dış Tehditlerine Stratejik Bakış 448 Sayfa
Askeri Strateji yanında Siyaset Stratejisi, Eğitim Stratejisi, Kalkınma Stratejisi, Sanayi Stratejisi, İşletme Stratejisi, Pazarlama Stratejisi gibi çok çeşitli konularda strateji türleri üretilmektedir.

Strateji; bir güç ve rekabet mücadelesi yöntemidir.
Üretilen bütün stratejilerin ortak noktaları; mevcut ve/veya gelecekte oluşması muhtemel imkân ve kabiliyetlerin belirlenen amaçlar ve hedefler doğrultusunda en etkin ve verimli kullanılması yol ve yöntemlerinin bulunmasıdır.

Strateji; ortak mevcut seçimliklerin belirlenmesi, en doğru, en uygun hareket tarzlarının bulunup en doğru zamanda uygulanması ilmi, sanatı ve yöntemidir.

Millî Strateji ve Millî Güç; Siyasi, ekonomik, bilimsel ve teknolojiksivil ve askerî güce göre şekillenir.

Millî hedefler, Millî menfaatler Milli Strateji'nin temelini oluşturur.
Türkiye'nin Milli Hedefleri nelerdir, neler olmalıdır?
Türkiye'nin Milli Menfaatleri nelerdir, neler olmalıdır?
Türkiye'nin Milli Güçleri nelerdir, neler olmalıdır?
Türkiye'nin Milli Stratejisi nedir, ne olmalıdır?
Sorumluluk mevkiinde bulunanlara ve vatandaşa düşen görevler nelerdir?
Türk Milleti'nin Türk Devleti'nin bulunduğu jeopolitik ve jeostratejik konumu nedeniyle yönetimdekiler;bölgesel ve küresel gelişmelere göre milli savunma ve güvenliği en üst düzeyde sağlamak zorundadır.
Bunun içinde; stratejik düşünmeyi, planlamayı ve uygulamayı yapabilmek için bilgi birikimine, üstün yeteneğe sahip olmaları gerekir.
Sivil-asker bütün kuvvetler ortak gaye yolunda birleşmelidir.
Unutulmamalıdır ki; en büyük cesaret, sorumluluktan korkmamaktır.
4 - M.Turhan Tan Türkler Viyana Kapılarında 416 Sayfa
Sen sus be herif, dedi; burada yalnız ben konuşuyorum.
Ve Hünkâra yüzünü çevirdi:
Şu ağayı, bu ağayı, şu veziri, bu veziri keserken Budin gibi bir kale elden çıkarken, babam gibi yiğitler Ciğerdelen'de cayır cayır yanarken, sarayında suçsuz kadınlar denize atılır­ken ölümü düşünmüyordun. Şimdi tahtsız kalınca mı yüreği­ ne ölüm acısı çöktü? Kırk yıldır padişahlık ediyorsun, hâlâ mı erce davranmayı öğrenmedin? Yazık sana Avcı Mehmet, ya­zık. Kötü bir can için bu kadar korku çekilmez. Ben Deli Mu­radın, anam Gülbeyaz'ın, babam Kara Mehmet'in öcünü işte aldım, seni devirdim. Budin'de yarı aç şehit olanlar, bu yaptı­ğım işi sinlerinde sezerlerse sevineceklerdir. Haydi, pabuçla­rını giy kendi ayağınla zindanına gir. Orada ağlaya ağlaya belki yüreğinin karasını biraz giderirsin, ömrün tükenince ye­rin altına temizce girersin. Şimdi ölürsen ahirette de halin yaman olur. Çünkü suçun büyüktür, içinin karası koyudur.
Biraz sonra, o, yeni Hünkârla kardeşi Ahmed'in kırk yıldan beri hapsedildikleri odaya kapatılmış bulunuyordu. İki oğlu da yanına konulmuştu, babalarına arkadaş yapılmıştı.
Küçük Kara Mehmet, bütün bir yurdu yıllarca inim inim inleten Hünkârın diri diri mezara koyulduğunu gözüyle gör­ dükten sonra içinde bir sızı duydu:
Bre Avcı. Mehmet, dedi, sen ettiğini buldun amma, bu çocuklara yazık oldu, çünkü onlar suçsuz ceza çekiyorlar, fa­ kat vebali, senin yerine geçen adamın boynuna. Emri veren odur. Haydi Tanrı yardımcın olsun, İnşallah çabuk ölürsün, kıvranmaktan kurtulursun.
Bu son söz, eski padişaha yeni endişeler aşıladığından çır­pınıp yalvarmaya, hayatının korunması için genç Sipahiden yardım dilenmeye koyulmuştu. Kara Mehmet, erkeğe yakıştıramadığı sızlanışlara sırtını çevirip ayrılırken mahpus, inledi:
-Aslan oğlum, biraz dur, sana bir armağan vereyim. Belki onu gördükçe beni hatırlarsın, bana ölüm sunulmasına rıza vermezsin.
Hem bu sözleri söylüyor, hem parmağından çıkardığı, bir yüzüğü genç Sipahiye uzatıyordu. Küçük Kara Mehmet, bir bakışta kendine armağan edilen yüzüğü tanıdı ve yine bir lâh­zada sert bir karar aldı:
-Ver, ver, dedi, bu yüzük artık yerini bulmalıdır.

1 - Nurullah Aydın - Osmanlı İmpratorluğu'nda İstihbarat 312 Sayfa

Binlerce yıllık Türk tarihinde kurulan birçok devlet veya imparatorluk, bağımsızlıklarını koruyabilmek için ismi ne olursa olsun sonuçta istihbaratla uğraşan basit veya gelişmiş teşkilatlara sahiptiler. Bütün milletlerde olduğu gibi Türklerde de istihbarat ve istihbaratçılarla ilgili kavramlar vardır. Ancak Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılış sürecinde kurulan Teşkilat-ı Mahsusa ise dünyanın en kapsamlı istihbarat örgütü olarak kabul edilmektedir. Osmanlı İmparatorluğu'nun gizli temel taşı Teşkilat-ı Mahsusa, modern istihbarat örgütlerinin anası sayılmaktadır. Batılıların yazdığı kitaplarda ise Teşkilat-ı Mahsusa'dan bahsedilmez. Bahseden çalışmalarda verilen bilgiler de çoğunlukla doğru değildir. Teşkilat-ı Mahsusa arşivi elde değildir; 1918 yılında İttihat ve Terakki liderleri yurt dışına gitmeden önce arşivin imha edildiği ileri sürülür. Mütareke döneminde İstanbul'da yapılan Divan-ı Harb-i Örfi mahkemelerinde teşkilata ilişkin birçok iddia dile getirilmiş ve tanıklar dinlenmiştir. Elde bulunan sınırlı ve sağlam kaynaklar kullanılarak hazırlanan bu kitapta Cumhuriyet'ten önceki tüm Türk istihbarat faaliyetleri hakkında önemli bilgilere yer verilmiştir. Yahudi İstihbarat Örgütü Nili'den ilk Türk istihbarat teşkilatı Börü Budun'a, Nizamülmülk'ten Haşhaşilere, Fatih Sultan Mehmet'ten Sultan II. Abdülhamid'e, Yeni Osmanlılardan Jön Türklere, Ohrana'dan Hamidiye Alaylarına, Teşkilat-ı Mahsusa'dan Karakol Cemiyeti'ne, Kuşçubaşı Eşref'ten Yakup Cemil'e, Mustafa Kemal Atatürk'ten Kazım Karabekir'e, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e, gerçekleştirilen tüm istihbarat operasyonlarından tüm aktif görev almış Türk ajanlarına kadar günümüzün işgal, kontrol ve yönetim mekanizmasının temeli olan istihbaratın geçmişimizde nasıl yer aldığına şahit olacaksınız…
2 - Yusuf Akçura - Osmanlı Devletinin Dağılma Devri 206 Sayfa
Devletlerarası siyasette düşen bir devlet başka bir devletin acıma duygusunu değil iştahını kabartır. İnsan insanın kurdu olduğu gibi devlette devletin kurdudur. “Osmanlı Devleti'nin Dağılma Devri” azametli ve görkemli bir imparatorluğun, çağın gereksinimlerine ayak uyduramayarak sömürgeci ülkelerin nasıl hedefleri haline geldiği ve içeride çıkan ayaklanma, isyanlarla birlikte merkezi otoritenin nasıl zayıfladığını gözler önüne sermesi açısından oldukça çarpıcı bir eserdir.
XVIII. Yüzyıl sonlarında, henüz anlatılmış dağılma olaylarından başka, Osmanlı Devleti'nin ayrışmasına hizmet eden diğer bir çeşit olaylar daha vardır; o da yerel derebeylerin veya dere-beyleşmeye uğraşan bazı kimselerin Türk ve Türk olmayan halka dayanarak, devlet merkezine karşı itaatsizlik yoluna sapıp bir tür bağımsızlık kazanmaya çalışmışlardır.
Yeniçeri Ocağı'nın asli görevini unutarak ne gibi işlerle ilgilendiğini ve bir devletin bozulmuş ordusunun nasıl iktidarının üzerine çıktığını açıkça gözler önüne serer. İktidarın ayanlar ve çıkarlarını yeniçerilerin bekası üzerine kurmuş olan paşalar karşısında nasıl gölge fenomene dönüştüğünü en ince ayrıntılarıyla anlatır. “Osmanlı Devleti'nin Dağılma Devri” denge politikasıyla birlikte stratejik yönetim geleneğinin iç ve dış tehditlere karşı verdiği var olma savaşının adıdır.
3 - Nurullah Aydın - Türkiyenin İç ve Dış Tehditlerine Stratejik Bakış 448 Sayfa
Askeri Strateji yanında Siyaset Stratejisi, Eğitim Stratejisi, Kalkınma Stratejisi, Sanayi Stratejisi, İşletme Stratejisi, Pazarlama Stratejisi gibi çok çeşitli konularda strateji türleri üretilmektedir.

Strateji; bir güç ve rekabet mücadelesi yöntemidir.
Üretilen bütün stratejilerin ortak noktaları; mevcut ve/veya gelecekte oluşması muhtemel imkân ve kabiliyetlerin belirlenen amaçlar ve hedefler doğrultusunda en etkin ve verimli kullanılması yol ve yöntemlerinin bulunmasıdır.

Strateji; ortak mevcut seçimliklerin belirlenmesi, en doğru, en uygun hareket tarzlarının bulunup en doğru zamanda uygulanması ilmi, sanatı ve yöntemidir.

Millî Strateji ve Millî Güç; Siyasi, ekonomik, bilimsel ve teknolojiksivil ve askerî güce göre şekillenir.

Millî hedefler, Millî menfaatler Milli Strateji'nin temelini oluşturur.
Türkiye'nin Milli Hedefleri nelerdir, neler olmalıdır?
Türkiye'nin Milli Menfaatleri nelerdir, neler olmalıdır?
Türkiye'nin Milli Güçleri nelerdir, neler olmalıdır?
Türkiye'nin Milli Stratejisi nedir, ne olmalıdır?
Sorumluluk mevkiinde bulunanlara ve vatandaşa düşen görevler nelerdir?
Türk Milleti'nin Türk Devleti'nin bulunduğu jeopolitik ve jeostratejik konumu nedeniyle yönetimdekiler;bölgesel ve küresel gelişmelere göre milli savunma ve güvenliği en üst düzeyde sağlamak zorundadır.
Bunun içinde; stratejik düşünmeyi, planlamayı ve uygulamayı yapabilmek için bilgi birikimine, üstün yeteneğe sahip olmaları gerekir.
Sivil-asker bütün kuvvetler ortak gaye yolunda birleşmelidir.
Unutulmamalıdır ki; en büyük cesaret, sorumluluktan korkmamaktır.
4 - M.Turhan Tan Türkler Viyana Kapılarında 416 Sayfa
Sen sus be herif, dedi; burada yalnız ben konuşuyorum.
Ve Hünkâra yüzünü çevirdi:
Şu ağayı, bu ağayı, şu veziri, bu veziri keserken Budin gibi bir kale elden çıkarken, babam gibi yiğitler Ciğerdelen'de cayır cayır yanarken, sarayında suçsuz kadınlar denize atılır­ken ölümü düşünmüyordun. Şimdi tahtsız kalınca mı yüreği­ ne ölüm acısı çöktü? Kırk yıldır padişahlık ediyorsun, hâlâ mı erce davranmayı öğrenmedin? Yazık sana Avcı Mehmet, ya­zık. Kötü bir can için bu kadar korku çekilmez. Ben Deli Mu­radın, anam Gülbeyaz'ın, babam Kara Mehmet'in öcünü işte aldım, seni devirdim. Budin'de yarı aç şehit olanlar, bu yaptı­ğım işi sinlerinde sezerlerse sevineceklerdir. Haydi, pabuçla­rını giy kendi ayağınla zindanına gir. Orada ağlaya ağlaya belki yüreğinin karasını biraz giderirsin, ömrün tükenince ye­rin altına temizce girersin. Şimdi ölürsen ahirette de halin yaman olur. Çünkü suçun büyüktür, içinin karası koyudur.
Biraz sonra, o, yeni Hünkârla kardeşi Ahmed'in kırk yıldan beri hapsedildikleri odaya kapatılmış bulunuyordu. İki oğlu da yanına konulmuştu, babalarına arkadaş yapılmıştı.
Küçük Kara Mehmet, bütün bir yurdu yıllarca inim inim inleten Hünkârın diri diri mezara koyulduğunu gözüyle gör­ dükten sonra içinde bir sızı duydu:
Bre Avcı. Mehmet, dedi, sen ettiğini buldun amma, bu çocuklara yazık oldu, çünkü onlar suçsuz ceza çekiyorlar, fa­ kat vebali, senin yerine geçen adamın boynuna. Emri veren odur. Haydi Tanrı yardımcın olsun, İnşallah çabuk ölürsün, kıvranmaktan kurtulursun.
Bu son söz, eski padişaha yeni endişeler aşıladığından çır­pınıp yalvarmaya, hayatının korunması için genç Sipahiden yardım dilenmeye koyulmuştu. Kara Mehmet, erkeğe yakıştıramadığı sızlanışlara sırtını çevirip ayrılırken mahpus, inledi:
-Aslan oğlum, biraz dur, sana bir armağan vereyim. Belki onu gördükçe beni hatırlarsın, bana ölüm sunulmasına rıza vermezsin.
Hem bu sözleri söylüyor, hem parmağından çıkardığı, bir yüzüğü genç Sipahiye uzatıyordu. Küçük Kara Mehmet, bir bakışta kendine armağan edilen yüzüğü tanıdı ve yine bir lâh­zada sert bir karar aldı:
-Ver, ver, dedi, bu yüzük artık yerini bulmalıdır.
Bonus Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 199,20    199,20   
2 103,58    207,17   
3 70,38    211,15   
6 35,86    215,14   
9 24,35    219,12   
Axess
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 199,20    199,20   
2 103,58    207,17   
3 70,38    211,15   
6 35,86    215,14   
9 24,35    219,12   
Tüm Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 199,20    199,20   
2 -    -   
3 69,72    209,16   
6 36,85    221,11   
9 25,45    229,08   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat